İYİ Parti Genel Lider Başdanışmanı Turhan Çömez, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisine yönelik kelamlarına yanıt verdi.
Erdoğan katıldığı canlı yayında “Çıkmış bir tanesi, hekim müsveddesi, kalkmış konuşuyor. Hayatında sanki senin inşaatla alakan olmuş mu” demişti. Çömez, Erdoğan’a “Bugün iki tane hekimlik lisansım var ve dünyanın her yerinde hekimlik yapabiliyorum. Doktorluk kalitemi, mesleğimi ve kapasitemi hiç kimsenin tartışmaya hakkı yok. Hele hele diplomasını göğsünü gere gere toplumla paylaşacak yüreği olmayan hiç kimsenin, benim diplomamı ve mesleğimi aşağılamaya, örselemeye ve bana ‘doktor müsveddesi’ demeye hakkı yok” cevabını verdi.
ÇÖMEZ: PAPATYA ÇAYI İÇ
Turhan Çömez toplumsal medya hesabından paylaştığı görüntüde “Doktor müsveddesi o denli mi? Bence sen, papatya çayı iç. 14 Mayıs’tan sonra da ne istersen onu içersin” dedi. Çömez’in açıklamaları şöyle:
ORTADA TEMEL YOKTU: Erdoğan, geçtiğimiz günlerde Hatay Defne’de bir hastanenin temel atma merasimine katıldı. Aslında bu, temel atma merasiminden fazla bir gösteriydi. Zira ortada gerçek bir temel yoktu. Bir ölçü beton bırakılmıştı toprağa ve üzerine birkaç modül demir çubuğu eklenmişti. Gerçeği ben evraklarıyla, fotoğraflarıyla toplumla paylaşınca AKP cephesinde bir panik başladı ve bu kelamda temel yerinden kaldırıldı, öbür bir yere nakledildi. Erdoğan, dün akşam çıktığı bir televizyon programında, bu ifşa, açıklamaya reaksiyon gösterdi ve beni direkt maksat alarak ‘Doktor müsveddesi bir açıklama yaptı’ dedi.
NE VAKİT BAŞIN SIKIŞSA: Sayın Erdoğan’a açıkça sesleniyorum; ne vakit başın dara düşse, ne vakit sıhhatle bir badiren olsa ‘Çabuk bana Turhan’ı bulun’ sıkıntının. O vakit makbul bir doktordum. İki kez ameliyatına katıldım, o vakit inançlı ve değerli bir doktordum. Seni aldım, Amerikalara götürdüm, tedavi ettirdim. O vakit da çok kıymetli bir doktordum ve bugün bir hekim müsveddesi oldum, o denli mi? Ben, İstanbul Tıp Fakültesi’ni çok yüksek bir puanla bitirdim. Gerisinde göz ışığı, alın teri, büyük bir emek var benim diplomamım. Akabinde genel cerrahi uzmanı oldum. Milletvekilliği dönemimim sonunda, yeniden o periyotta de senin yanlışlarını, yanlışlarını toplumla paylaştım diye bir kumpas davasına beni mevzu ettin ve akabinde tam 12 yıl sürgünde yaşadım.
MÜSVEDDE DEMEYE HAKKIN YOK: Sürgün yıllarımda da boş durmadım. Gittiğim ülkede lisan öğrendim, tıp fakültesinin bütün yazılı, kelamlı imtihanlarını verdim ve yine diploma aldım. Bugün iki tane hekimlik lisansım var ve dünyanın her yerinde hekimlik yapabiliyorum. Doktorluk kalitemi, mesleğimi ve kapasitemi hiç kimsenin tartışmaya hakkı yok. Hele hele diplomasını göğsünü gere gere toplumla paylaşacak cüreti olmayan hiç kimsenin, benim diplomamı ve mesleğimi aşağılamaya, örselemeye ve bana ‘doktor müsveddesi’ demeye hakkı yok.
BİNLERCE HASTAYI TEDAVİ ETTİM: Tekrar birebir televizyon konuşmasında bana diyorsun ki ‘Acaba senin hayatında hiç inşaatla alakan olmuş mu?’ Gerçek, benim hayatımda inşaatla alakam olmadı. İçinde rant, yolsuzluk, hukuksuzluk ve ahlaksızlık olan, içinde talan olan hiçbir işle, inşaatla benim işim olmadı. Lakin şunun altının çizeyim; Hatay, zelzelede yerle bir oldu. Devlet hastanelerinin hiçbirisi çalışamaz halde ve sen, bir devlet olarak, Sıhhat Bakanlığı olarak orada bir sahra hastanesi bile açmayı becerememişken ben, Sayın Akşener’in himayesinde oraya gittim, istekli arkadaşlarımızla, yurtsever, fedakar arkadaşlarımızla tam bir hafta içerisinde bir sahra hastanesi kurdum, binlerce hastayı tedavi ettim. Yanlışsız, benim inşaatla işim yok, ancak benim bu millete hizmetkar olmak üzere samimi bir arzum, sevdam ve tutkum var, Sayın Erdoğan.
14 MAYIS AKŞAMI NE İÇERSEN İÇ: Seni bu ülkede en düzgün tanıyan benim, Sayın Erdoğan. Şu anda korkuyorsun, dert içerisindesin ve o tutkun olduğun, aşığı olduğun koltuk, altından kayıp gidiyor. Son 45 gün, seçim yaklaştı. İşte ondan ötürü telaşlısın, kaygı içerisindesin, tasa duyuyorsun. Sayın Akşener, çok yerinde bir tavsiyede bulundu, ‘Papatya çayı iç’ dedi. Doktor olarak katılıyorum. Her akşam papatya çayı iç seçime kadar, düzgün gelecektir. 14 Mayıs akşamı sandıklar açıldığında diyeceğim ki ne içersen iç. Bir öykünün sonuna gelindi ve 45 gün sonra tekrar karşılaşacağız ve evre teslim merasiminde görüşmek üzere diyorum, Sayın Erdoğan.” (HABER MERKEZİ)