İBB Lideri Ekrem İmamoğlu, AKP İstanbul Vilayet Başkanlığı’nın İBB idaresine karşı düzenlediği “İstanbul’un kayıp 1000 günü” bahisli basın toplantısına atıf yaparak “Evet bu 3 yıl, yaklaşık 1000 gün, o toplantıyı düzenleyen arkadaşlar başta olmak üzere onlara yakın olan bir avuç insan için büyük bir kayıp dönemidir” dedi.
İBB Lideri Ekrem İmamoğlu, “150 günde 150 proje” kampanyası kapsamında bir dizi açılış gerçekleştirdi. Düzenlenen merasimlerle Avcılar’da Sabahattin Eyüboğlu Kütüphanesi, Küçükçekmece’de Cennet Meydanı, zeminaltı otoparkı ve Attila İlhan Kütüphanesi açıldı.
Açılışlarda konuşan İmamoğlu, İstanbul’da hayata geçirdikleri projelerin bir kısmının kendi devirlerin başlayan işler olduğunu, kimilerin da Küçükçekmece’de olduğu üzere projeyi tekrar ele alıp revize ettikleri projeler olduğunu anlattı.
İmamoğlu “Bazen bir kısım ihale problemleri yaşadığımız, tasfiye problemleri yaşadığımız noktalarda yeni ihalelerle, yeni süreç tanımlarıyla birlikte en yanlışsız bir biçimde halkımıza kazandırmaya dönük projeleri hayata geçiriyoruz” dedi.
“YAPBOZA DÖNÜŞEBİLİYOR”
Küçükçekmece’de açılışı yapılan ve evvelki devirden kalan projelerin verimli olmayacağı için hedefine uygun olarak tekrar tasarlandığını belirten İmamoğlu “İsraf etmeden, yanlış yapmadan vatandaşlarımızın hak ettiği bir biçimde hizmetine sunuyoruz. Bu ele almayı yapmasak, ortak aklı hakim kılmazsak ne yazık ki yapılan işler kısa vakitte yapboza dönüşebiliyor. İnsanların hayatında hizmetten fazla uzun bir vakit dilimiyle rahatsızlık yaratabiliyor” diye konuştu.
“3 YILI 25 YILLA KIYASLIYORLAR”
İmamoğlu, Küçükçekmece ve İstanbul genelinde yaptıkları metro ve alt yapı yatırımlarını anlatarak “İstanbul’u ekonomik, toplumsal, çevresel risk tehditlerine karşı da hem yeşil alan güçlendirerek hem atık idaresini en güçlü hale getirip atıktan güç üreten bir kent haline getirerek çok önemli bir iş sürecini, imalat sürecini ortaya koyuyoruz. 3 yılda yaptığımız işlerin ne kadar kıymetli olduğunu bizi çekiştirmeye çalışan aklın bu 3 yılda yaptıklarımızı 25 yıllarıyla kıyaslamasını da bir örnek olarak paylaşmak” dedi.
“BİR AVUÇ BEŞERE AKTARMADIĞIMIZDA…”
İmamoğlu “3 yılda başardıklarımızın altında yatan en değerli öge; bir avuç beşere aktarmadığınızda, israftan kaçındığınızda vatandaşınızın gereksinimlerine odaklı davrandığınızda ve belirli kurumların ve şahısların çıkar sağladıkları ortamlardan uzak durduğunuzda ne derece başarılı ve güçlü işler yapabileceğinizi de 3 yılda hem İstanbul’umuza hem ülkemize kanıtlamış olduk” diye konuştu.
“O TOPLANTIYI DÜZENLEYENLER İÇİN KAYIP DÖNEMİDİR”
İmamoğlu konuşmasında AKP İstanbul Vilayet Başkanlığı’nda İBB Meclisi AKP Küme Başkanvekili Tevfik Göksu’nun düzenlediği “İstanbul’un kayıp 1000 günü” bahisli basın toplantısına da atıf yaptı. İmamoğlu şunları söyledi:
“Bizi eleştiren akıl, toplantılar yapıyor. Bu 3 yıla dair birtakım olumsuz cümleler kurmaya çalışıyor. ‘1000 kayıp gün’ olarak tariflediklerini duyuyorum sağdan soldan. Toplantıların ismini bu türlü koyduklarını duyuyorum.
Evet bu 3 yıl, yaklaşık 1000 gün, o toplantıyı düzenleyen arkadaşlar başta olmak üzere onlara yakın olan bir avuç insan için büyük bir kayıp devridir.
Çünkü o aklın, o zihniyetin, o bir avuç insanın ferdî menfaatlerinin yakın çemberleri içerisinde olan kurum ya da şahısların çıkarlarının değil, 16 milyon insanımızın çıkarlarının gözetildiği hizmetleri yapmaya keyifle devam ediyoruz.
İstanbul’u adil, yeşil, keyifli, yaratıcı üretken bir kent haline getirme konusunda büyük bir çalışma yürütüyoruz. Hiç süratimizi düşürmeyeceğiz. Hiç gücümüzü düşürmeyeceğiz.”
“KÖPRÜ YAPILMASIN MI?”
İmamoğlu, kimi kısımların toplumsal hizmetleri “proje” olarak görmediğinin altını çizerek şunları söyledi:
“Peki proje ne? Yalnızca projeyi; kendi aklında ve zihninde geçmesen de parasını ödediğin köprüler… Köprü yapılmasın mı? Alışılmış ki yapılsın. Onu da biz yapacağız. En yanlışsız biçimde, finansı en güzel halde planlanmış bir formda, biz yapacağız.
Ama zihnine projeyi bu formda kavramış ve yerleştirmiş bir zihniyetin sona erdiğini, milletimizin memnuniyetini en düzgün formda hissettiğimiz bu türlü bir süreci kente kazandırmanın keyfini yaşıyoruz.
Bizimle bir arada birebir seferberliği yaşayan ve hissettiren ilçe belediyelerimizin uğraşlarıyla, aslında İstanbul’da bir anda işte yüzlerce kütüphane, yüzlerce kreş, yüzlerce muhtaçlıkları, sıkıntıları çözen, yoksullukla çaba eden bir süreci hayata geçirme süreci. Bu büyük bir maraton”
“KÖTÜ BİR STRATEJİK SÜREÇ YÖNETİLMİŞ”
Geçmiş devirde makûs bir stratejik süreç yönetildiğini kaydeden İmamoğlu, bu nedenle vatandaşa hizmet sunacak kamusal alan bulmakta zorluk çektiklerini aktardı. Bu nedenle kamulaştırma ya da kiralama metotlarına başvurduklarını söyleyen İmamoğlu, şunları kaydetti:
“Parayla ölçülemeyecek bir hizmeti vatandaşlarımıza sunmanın keyfini, gururunu yaşıyoruz. Yürüdüğümüz bu seyahate işte ben, gelecekte asla aldanmayan, asla yanlışlara boyun eğmeyen, fikri hür, vicdanı hür kuşakların yetiştiği bir İstanbul’un, Türkiye’ye ne kadar uygun geleceğini bugünden hissedebiliyorum, görebiliyorum. 3 yıl evvel, ‘Kültürün, sanatın, kitabın ulaşmadığı ilçe kalmayacak’ demiştik.
Yaptığımız hizmet, bunun tam bir karşılığı. Bu kentin eşit, onurlu insanlarının hizmete de birebir formda eşit bir biçimde yakın olmaları ve faydalanmaları lazım. İnsanlarımıza adil fırsatlar yaratmak için yatırımlar yapıyoruz. Çocukların ve gençlerin geleceğini, umutlarını artırmak için yatırım yapıyoruz.
Burada, ‘Benim için bu kentte bana hangi hizmet gerekiyorsa onu sunmak için büyük uğraş gösteren. Büyükşehir Belediyemiz var ya da belediyelerimiz var’ diyebilsin vatandaşlarımız diye, itinayla hizmetler sunuyoruz. Gençlerini keyifli edemeyen toplumlar, geleceğe de umutla bakamazlar.”