Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Bakanlığının ve ilgili kuruluşların 2022 yılı bütçesine ilişkin yaptığı sunumda, Türkiye’nin, sadece 4 saatlik uçuş süresiyle 1 milyar 650 milyon insanın yaşadığı, 38 trilyon dolar Gayri Safi Milli Hasıla’ya ve 7 trilyon dolar ticaret hacmine sahip 67 ülkenin merkezinde olduğunu söyledi.
Bu stratejik konumun yüklediği misyonla ülkeyi hava, deniz, kara ve demir yollarının bölgesel kesişme ve hub noktası haline getirdiklerini belirten Karaismailoğlu, bu hedefe ulaşabilmek için ortak akılla ürettikleri stratejik adımları ivedilikle atıklarını dile getirdi.
Bakanlık olarak temel faaliyet alanlarının insan, yük ve data hareketliliğini sağlamak olduğuna işaret eden Karaismailoğlu, buradaki ana hedeflerinin, hareketliliğin önündeki sınırları kaldırmak ve bütünsel kalkınmaya katkı sağlamak olduğunu kaydetti.
Adil Karaismailoğlu, bu amaç için odaklandıkları temel konuların mobilite, lojistik ve dijitalleşme olduğunu vurgulayarak, 2002’de AK Parti iktidarıyla ülkede başlayan “yeni ulaşım ve iletişim çağının”, yenilenme ve dönüşüm süreciyle devam ettiğini aktardı.
Ulaşım ve haberleşme sektörlerinin, başta ekonomi olmak üzere her alandaki gelişmenin ana lokomotifi işlevleriyle 2071’e uzanan yolculukta en önemli dinamikler olacağına dikkati çeken Karaismailoğlu, yeni dönüşüm sürecinde açığa çıkmamış ihtiyaçları planlamalara daha fazla dahil edeceklerini belirtti.
Lojistik, mobilite ve dijitalleşme vizyonu ile geleceğin ulaşım ve haberleşme teknolojilerinin “sürdürülebilir bir dünyanın ve yaşamın” kapılarını nasıl açabileceğinin konuşulduğu 12. Ulaştırma ve Haberleşme Şurası hakkında bilgi veren Karaismailoğlu, Bakanlığın kritik başarı faktörlerini belirlemek, hedef gelişim alanlarını ve sorumluluklarını yeniden tespit etmek açısından Şura’nın çok büyük önem taşıdığını ifade etti.
Bakanlığın faaliyet alanlarının tümünün, Türkiye’nin bütünsel kalkınması için gereken altyapının temel ayaklarını oluşturduğunu anlatan Karaismailoğlu, “2003’ten bu yana ulaşım ve iletişim alanında çok büyük ve önemli projelere 1 trilyon 131 milyar 400 milyon lira yatırım yaparak hayata geçirdik.” diye konuştu.
“Yol bizi nereye götürürse” demediklerini, gidecekleri yolu Türkiye’nin gelecek perspektiflerine göre çizerek, hedefler doğrultusunda cesur ve kararlı tavırla yürüdüklerini dile getiren Karaismailoğlu, şöyle devam etti:
“Yaptığımız büyük işleri rakamlarla ifade etmek gerekirse, yatırım harcamalarımızda yüzde 61’lik payla kara yolu birinci sırada yer alıyor. Demir yolunun 2013’te yüzde 33 olan yatırımlardaki payını, 2021 yılında yüzde 48’e çıkardık. Bu oran 2023’te yüzde 63,4 olacak. Yatırımların daha hızlı tamamlanarak vatandaşlarımızın hizmetine sunulabilmesi, bizim için son derece önemli. O nedenle alternatif finansman kaynaklarını da değerlendiriyoruz. Bunun için özel sektörün dinamizmini de harekete geçirdik. Böylece toplam 301,7 milyar liralık Kamu Özel Sektör İş Birliği projesini başlattık. Söz konusu yatırımların yüzde 82’si tamamlandı. Yapımı devam eden Kamu Özel Sektör İş Birliği projeleriyle 30,3 milyar lira daha yatırımı ülkemize kazandırmayı hedefliyoruz.”
Bakan Karaismailoğlu, yatırım portföyünde 481 proje bulunduğunu belirterek, “Projelerimizin toplam büyüklüğü 743 milyar lira. Bunda yaklaşık 415 milyarlık nakdi gerçekleşme sağladık. Bunca titiz ve teknik çalışmayı eş zamanlı sürdürebilmek ve ortaya dev eserler çıkarabilmek için uzmanlaşmış ve geniş bir ekiple çalışıyoruz.” bilgisini paylaştı.
Ülke sathında 2 bin 297 şantiyede yükleniciler tarafından çalıştırılan 107 bin 698 kişiyle yaklaşık 241 bini aşkın kişinin ulaşım ve iletişimin sunduğu iş imkanlarından faydalandığını vurgulayan Karaismailoğlu, Türkiye’nin kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerine uzanan merdivenlerin taşlarını her koşulda eksiksiz dizmenin, en büyük görevleri olduğunu anlattı.
Karaismaloğlu, son 19 yılda demir yollarına toplam 220,7 milyar lira yatırım yaptıklarını bildirerek, “İlerleyen yıllarda kuzey hat olarak belirtilen Çin-Rusya (Sibirya) üzerinden Avrupa’ya gerçekleşen yıllık 5 bin blok trenin yüzde 30’unun geçişini Türkiye’ye kaydırmak için çalışıyoruz. Orta Koridor ve BTK güzergahından yılda 1500 blok tren işletmeyi ve Çin-Türkiye arasındaki toplam 12 günlük seyir süresini 10 güne düşürmeyi hedefliyoruz. Demir yollarımızda 2021 yılı yük taşıma hedefimiz, 36,11 milyon ton. YHT ulaşımını ‘4 destinasyonda 13 il’ ile ülke nüfusunun yüzde 44’üne ulaştırdık. Toplam yolculuk sayısı 58,6 milyonun üstüne çıktı.” dedi.
Ulaştırma ve Lojistik Master Planı çalışmaları kapsamında yük taşımacılığında demir yolunun payını ilk etapta yüzde 5’ten yüzde 10’a çıkarmayı hedeflediklerini anlatan Karaismailoğlu, bunun yanı sıra taşımacılık maliyetlerinin düşürülmesi için de çalıştıklarını dile getirdi.
Yüksek Hızlı Tren (YHT) hatlarıyla ilgili de bilgi veren Karaismailoğlu, “Ankara-Sivas YHT hattının altyapı yapım çalışmalarında yüzde 95 fiziki ilerleme sağladık. Balışeyh-Yerköy-Sivas kesiminde yükleme testlerine başladık. Proje tamamlandığında Ankara-Sivas arasındaki demir yolu seyahat süresi, 12 saatten 2 saate düşecek.” değerlendirmesinde bulundu.
Ankara-İzmir Hızlı Tren hattı altyapı çalışmalarında yüzde 47 fiziksel ilerleme kaydettiklerini belirten Karaismailoğlu, Ankara-İzmir arasında 14 saat olan demir yolu seyahat süresini 3,5 saate düşüreceklerini, hat bittiğinde 525 kilometrelik mesafede yılda yaklaşık 13,5 milyon yolcu ve 90 milyon ton yük taşınmasını hedeflediklerini söyledi.
Türkiye açısından ekonomik anlamda birden fazla kritik değere sahip Yavuz Sultan Selim Köprüsü demir yolu ulaşımıyla iki kıtayı birbirine bir kez daha entegre edeceklerine dikkati çeken Karaismailoğlu, Hızlı Tren hatlarının yanı sıra konvansiyonel hatlarda da iyileştirme çalışmalarını aralıksız sürdürdüklerini, bu sayede demir yollarının yolcu ve yük taşıma kapasitesini artırdıklarını vurguladı.
Karaismailoğlu, Bakanlığının ve ilgili kuruluşların 2022 yılı bütçesine ilişkin yaptığı sunumda, Türkiye’nin dünyanın transit merkezi olabilecek potansiyele sahip olduğunu ve bu avantajı değerlendirmek için 2002’den bu yana havacılık politikaları çerçevesinde etkili çalışmalar yürüttüklerini söyledi.
Havacılığa yapılan yatırımlar ve bu alandaki düzenlemeler sayesinde ülkenin, dünya ortalamasının üzerinde büyüme performansı gösterdiğinin altını çizen Karaismailoğlu, “Ülkemiz, dünya ve Avrupa yolcu trafiği sıralamasında, 2020’de dünyada 7’nci sırada yer aldı. Avrupa ülkeleri arasında ise 2020 yılında 2’nci sıraya yerleşti.” diye konuştu.
Karaismailoğlu, Emisyon Veri Yönetim Sistemi Projesi ile hava yollarından kaynaklı tüm emisyonların uluslararası standartlara göre izleme raporlama doğrulama sürecinin çevrim içi yazılım üzerinden yapılacağını belirterek “Türk sivil havacılığında küresel anlamda ses getiren yeni bir dönemi de İstanbul Havalimanı ile başlattık. Engelsiz ve yeşil havalimanımız, dünyanın en büyüklerinden biri olarak gözbebeğimiz İstanbul’da hizmete girdi.” ifadesini kullandı.
Yapımı devam eden havalimanları hakkında bilgi veren Karaismailoğlu, “Bu yıl bitmeden açılışı hedeflenen Rize-Artvin Havalimanı’nda çalışmalar devam ediyor. Çukurova Havalimanı’nın yap-işlet-devret modeli ile hayata geçiriyoruz, yapımı hızla devam ediyor. 2022 yılı bitmeden hizmete alacağız.” dedi.
Karaismailoğlu, hava yolu yolcu trafiğine verilen destekler, alınan önlemler sayesinde ekim ayındaki günlük uçuşlarda 591 uçuşla Türk Hava Yolları’nın ilk sırada, 1310 uçuşla Türkiye’nin 4’üncü sırada yer aldığını dile getirerek, 2020 yılında İstanbul Havalimanı’nın, Avrupa yolcu trafiği sıralamasında 1’inci sırada yer aldığını kaydetti.
Kara yollarına yapılan yatırımlar hakkında bilgi veren Karaismailoğlu, “Trafik güvenliğini artırarak kazalardaki ölüm oranını düşürdük, taşıt işletme giderlerinde tasarruf sağladık, seyahat konforunu artırdık ve süresini kısalttık. Ortalama hızı ise 40 kilometreden 88 kilometreye çıkardık. 2003-2020 yıllarında araç sayısı yüzde 170, taşıt hareketliliği yüzde 142 düzeyinde artarken, altyapı geliştirme çalışmalarımız sayesinde 100 milyon taşıt/kilometre başına can kaybını yüzde 81 düzeyinde azalttık.” diye konuştu.
Karaismailoğlu, trafik hacmindeki yükseliş karşısında sağlanan tasarrufun da arttığına dikkati çekerek şunları söyledi:
“28 bin 402 kilometre bölünmüş yol sayesinde yıllık 20,7 milyar lira tasarruf sağladık. Yaklaşık 4,44 milyon ton daha az karbondioksit emisyonu gerçekleşti. İş gücündense yaklaşık 315 milyon saat, bir başka deyişle 12 milyar 965 milyon lira tasarruf ettik. 2003 öncesi 50 kilometre olan toplam karayolu tünel uzunluğunu, yüzde 1164 artırarak 617 kilometreye çıkardık. 2021 yılı boyunca ise 42 kilometre uzunluğunda 17 adet tünel yaptık. Otoyol uzunluğunu 3 bin 532 kilometreye çıkardık. Halen 309 kilometre otoyolda çalışmalarımız devam ediyor. Hedefimiz toplam otoyol uzunluğumuzu 8 bin 156 kilometreye çıkarmak.”
Ülkenin sanayi ve ticaretinin en büyük kısmının gerçekleştiği Marmara Bölgesi’nde bu hacme uygun bir ulaşım altyapısı için Marmara Otoyol Ringi’ni tamamladıklarını anlatan Karaismailoğlu, “Avrasya Tüneli ile Kazlıçeşme-Göztepe arası seyahat süresini 100 dakikadan 15 dakikaya indirdik. Açılışından bugüne kadar Avrasya Tüneli’nden yapılan geçiş sayısı 75 milyonu aştı. Proje, sağladığı yakıt ve zaman tasarrufunun yanı sıra çevre dostu kimliğiyle de ön plana çıkıyor. Avrasya Tüneli’nin 2017 ve 2020 yıllarında sağladığı toplam fayda 8 milyar lirayı buldu.” dedi.
Akıllı Ulaşım Sistemleri Strateji Belgesi ışığında çalışmaları öncelediklerini ifade eden Karaismailoğlu, ulaşım planlarını teknolojik gelişmelere göre şekillendirdiklerini söyledi.
Karaismailoğlu, 2003-2020 yılları arasında yapılan 169,2 milyar dolarlık yatırımların, yatırım ve faaliyet dönemindeki ekonomik etkileri ile faaliyet dönemindeki tasarruf etkilerinin analizine ilişkin şunları paylaştı:
“2003-2020 yılları arasında bu yatırımların gayri safi yurtiçi hasılaya toplam 409,7 milyar dolarlık, üretime de 869 milyar dolarlık etkisi oldu. Bu yatırımların toplam istihdama etkisi ise yıllık ortalama 705 bin kişi olarak gerçekleşti. Yatırımlarımız sayesinde ülkemizin hem beşeri hem de maddi kaynaklarının verimli kullanılması sonucu, sadece 2020 yılında 13,4 milyar dolar tasarruf elde ettik. Emniyetli ulaşım altyapıları ile ölümlü kazaların azalması sayesinde 12 bin 353 hayat kurtardık. Kısalan yollar, kent içi raylı sistem hatları ve Yüksek Hızlı Tren ile çevre dostu taşıma modlarına geçişle 10,3 milyon dolar değerinde karbon emisyon tasarrufu ve kamu hizmetlerinin kağıtsız ortama taşınmasıyla da 20 milyon dolar kağıt tasarrufu sağladık. Ayrıca vatandaşlarımızın e-Devlet’i kullanması ile kamu kurumlarına gitmeden işlemlerini tamamlayabilmesinin, 1,8 milyar dolarlık zaman tasarrufu sağladığını ve bunun kamu iş gücü verimliliğine de artış olarak yansıdığını hatırlatmak isterim.”
Küresel olarak, altyapı yatırım ihtiyacının 2040’a kadar toplam 94 trilyon dolara ulaşacağını dile getiren Karaismailoğlu, son 30 yılda Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) yöntemine ciddi bir eğilimin söz konusu olduğunu kaydetti.
KÖİ modelinin bugün 134 ülkede farklı sektörlerde tercih edildiğini anlatan Karaismailoğlu, “Başta havalimanları olmak üzere, ulaştırma projelerindeki KÖİ projeleri büyük ilgi topluyor. Son 20 yılda 37,5 milyar dolarlık yatırımla havalimanları, limanlar ve 1250 kilometre otoyol altyapısı tamamladık. KÖİ modelinin yeniden gelişmesinin öncüsü İngiltere’den ve Avrupa Birliği fonlarıyla hibrit KÖİ modelini son derece etkin kullanan Fransa’dan sonra Avrupa’da en iyi performans sağlayan 3’üncü ülke Türkiye’dir.” diye konuştu.
Karaismailoğlu, havayolu, karayolu ve denizyolu alanında KÖİ modeli ile yapılan yatırımlar incelendiğinde, 2024 yılında gelir-gider dengesinin baş başa noktaya geleceğinin altını çizerek şöyle devam etti:
“2025’ten itibaren elde edeceğimiz gelirler, yapacağımız ödemelerin üzerinde olacaktır. Böylece ulaştırma sektörü genel olarak değerlendirildiğinde, KÖİ modeli ile yapılan projeler özelinde net nakit akışı sağlanacak. Dolayısıyla, devletimiz ilave gelire kavuşmuş olacak. Bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz tüm KÖİ yatırımlarımızla Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’ya 26 milyar avro, üretime 58 milyar avro ve istihdama 1 milyon kişinin üzerinde etki sağlanarak ülkemiz ekonomisine önemli katkılar yapıldı. Bugüne kadar çevresel fayda oluşturmak öncelikli hedeflerimizden biriydi. Bu amaçla yaptığımız yatırımlarla yıllık toplam 975 milyon ton değerinde karbon emisyon tasarrufu, 20 milyon dolar değerinde kağıt tasarrufu, toplam 780 bin ağaca eşdeğer karbon emisyon tasarrufu sağladık. Ulaşım yatırımlarımızla 2020 yılında toplam tasarrufumuz 13,4 milyar dolara ulaştı.”
Adil Karaismailoğlu, Avrupa’yı 2050 yılında iklim-nötr ilk kıta haline getirmeyi hedefleyen Yeşil Mutabakat’a yönelik Ulusal Yeşil Mutabakat Eylem Planı çerçevesinde sürdürülebilir ve akıllı taşımacılık, yeşil denizcilik ve yeşil liman uygulamaları ile demiryolu taşımacılığının geliştirilmesini hedeflediklerini, yakıt tüketiminin ve emisyonların azaltılması ile mikro hareketlilik araçlarının kullanımının yaygınlaştırılmasını sağlayacaklarını kaydetti.
“4 ilde üstlendiğimiz 7 metro projesiyle ülke ekonomisine 21,75 milyar lira katkı sağladık”
Karaismailoğlu, Bakanlığının ve ilgili kuruluşların 2022 yılı bütçesine ilişkin yaptığı sunumda, planladıkları 25 lojistik merkezden 12’sini işletmeye aldıklarını söyledi.
Artık TÜRASAŞ’ın ürettiği Milli Elektrikli Tren setlerini hızlı ve yüksek hızlı tren hatlarında kullanacaklarını açıklayan Karaismailoğlu, bugüne kadar toplam 313,7 kilometre kent içi raylı sistem hattını hizmete sunduklarını ifade etti.
Bakan Karaismailoğlu, 4 ilde üstlendikleri 7 metro projesiyle ülke ekonomisine 21,75 milyar lira katkı sağladıklarının altını çizerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“İstanbul, Ankara, Kocaeli ve Antalya’da hayata geçirdiğimiz metrolarla bugüne kadar 988 milyon yolcu taşındı. Zamandan 305 milyon saat, yakıttan 282 bin ton tasarruf ettik. Karbon emisyonunda 156 bin ton azalma sağladık. Kent içi raylı sistemlerin ekonomiye ve çevreye katkıları göz ardı edemeyeceğimiz boyutlarda. 6 ilde daha yapımı süren 10 projemiz var. Projeler bittiğinde ekonomiye 10,8 milyar lira katkı sağlamanın yanı sıra 146,2 milyon saat zamandan, 136 bin ton yakıttan tasarruf edeceğiz. Kent içi raylı sistemler sayesinde özellikle büyükşehirlerimizde yaşanan trafik tıkanıklıkları çözülürken, karbon emisyonunda 73 bin ton azalma olacak.”
TÜRASAŞ ile yerli üretim altyapı kapasitesini geliştirdiklerini vurgulayan Karaismailoğlu, raylı sistemler sektöründe milli tasarıma sahip ürünleri geliştirip dünya pazarına açtıklarını ve yüksek marka değerine kavuşturduklarını dile getirdi. Adil Karaismailoğlu, “Milli Tren Setleri üretimi çalışmalarından edinilen tecrübelerle 225 kilometre/saat hızında Tren Seti Proje çalışmalarına başladık. Prototipi 2022’de tamamlamayı ve 2023’te seri üretimine geçmeyi planlıyoruz. 2035’e kadar yaptığımız planlamada demir yolu araç ihtiyacımız 17,4 milyar avroluk, TCDD’nin 2050’ye kadarki raylı sistem araç ihtiyacı da 15 milyar avroluk bir maliyet getiriyor. Buna göre üretim planlamalarımızı yürütüyoruz.” diye konuştu.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Karaismailoğlu, haberleşmede, sektörün serbestleşmesi sayesinde ve yapılan yatırımlarla pazarda istikrarlı bir büyüme sağladıklarını, sektör büyüklüğünün geçen yıl, bir önceki yıla göre yüzde 22 artarak yaklaşık 186,3 milyar liraya ulaştığını kaydetti.
Mobil abone sayısının 28 milyondan 84,6 milyona çıktığına dikkati çeken Karaismailoğlu, şöyle devam etti:
“Vatandaşın hizmetine sunduğumuz 4.5G hizmetinden faydalanan abone sayısı 78,5 milyonu aştı. 2003’te 23 bin olan geniş bant abone sayısının bugün 85,7 milyonu bulduğunu görüyoruz. Fiber hat uzunluğu 445,4 bin kilometreye ulaştı. Ulusal Genişbant Stratejimiz doğrultusunda 2023’te mobil geniş bant abone yoğunluğunu yüzde 100’e ulaştırmayı, en az 100 megabit/saniye hızda geniş bant altyapısını nüfusumuzun tamamına sunmayı, sabit geniş bant abone yoğunluğunu yüzde 30’a çıkarmayı ve fiber abone sayısını 10 milyona yükseltmeyi hedefliyoruz.”
Bakan Karaismailoğlu, vatandaşların kamu hizmetinden daha şeffaf şekilde faydalanmasına katkı sağladıkları E-Devlet Kapısı ile 829 kurumun 6 bin 82 hizmetini vatandaşlara elektronik ortamda sunduklarını aktardı.
E-devlet Kapısını kullanan kişi sayısının 57 milyonu aştığını belirten Karaismailoğlu, “E-Devlet Kapısı’nda 2021’in 9 ayında 688 milyon aylık ortalama ile 6,1 milyarı aşkın hizmet kullanıldı. Sadece ikametgah belgesi sorgulama ile 2021’in 9 ayında toplam 402 milyon lira tasarruf sağlandı.” bilgisini paylaştı.
PTT’nin, güçlü kadrosu ile hizmetlerini vatandaşlara ekonomik, hızlı, güvenli ve kaliteli bir şekilde sunduğunu ifade eden Karaismailoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye Kart Projesi ile ülke genelinde tüm toplu ulaşım araçlarında kullanılabilecek ulusal e-ödeme kart sisteminin geliştirilmesi sayesinde tek bir kartla ulaşım, para transferi, alışveriş gibi ihtiyaçların karşılanmasını amaçlıyoruz. Haberleşme alanındaki faaliyetlerimiz uzayda da sürüyor. Türksat, yapılan yatırımlar sayesinde Asya, Avrupa ve Afrika’da 118 ülkede yaşayan 3 milyar insana ulaşan uydu kapasitesine erişti. Uydu haberleşme hizmetleri dışa bağımlı olmadan, kesintisiz ve güvenli şekilde sağlanıyor. Uydu haberleşme kapasitemizi geliştirmeye devam ediyoruz.”
Karaismailoğlu, Türkiye’nin denizci kimliğini ön plana çıkartmak için yoğun çalışmalar gerçekleştirdiklerini anlatarak, deniz ticaret filo sıralamasında 15. sıraya yerleştiklerini, ancak hedeflerinin ilk 10 olduğunu belirtti.
Gemi adamı sayısı sıralamasında ise ilk 3’te yer aldıklarını anımsatan Karaismailoğlu, gemi inşasında da daha çok tercih edilen bir ülke olmak için çalıştıklarını dile getirdi.
Ro-Ro ve kabotaj taşımacılığında yakalanan büyümeyi devam ettireceklerini vurgulayan Karaismailoğlu, “Dünya ticaretinde payımızı artırmak için Türk bayraklı gemilerimizin standartlarını üst seviyede tutuyoruz. Denizciliğimizi desteklemek için altyapı yatırımlarına da devam ediyoruz. Bu kapsamda Karadeniz’in çıkış kapısı Filyos Limanı, Batı Karadeniz’in ihracat merkezi olacak. Rize İyidere Lojistik Limanı yapımına da başladık. 2021 içinde tamamladığımız 5 adet kıyı yapısı projesi var.” sözlerini sarf etti.
Adil Karaismailoğlu, İstanbul Boğazı’nı kullanan gemilerin güvenli geçişi için yıllık kapasitenin 25 bin olduğunu, bugün ise yaklaşık 43 bin civarında olan trafik yükünün boğazın seyir, can, mal ve çevre güvenliğini tehdit ettiğine dikkati çekti.
Dünyadaki ticaret hacmi ve bölge ülkelerindeki gelişmeler dikkate alındığında 2050’li yılarda boğazdan geçecek gemi sayısının 78 bine ulaşacağının öngörüldüğüne işaret eden Karaismailoğlu, şunları söyledi:
“Mühendislik çalışmalarında 204 bilim insanının görev aldığı Kanal İstanbul Projesi, tamamlandığında başta İstanbul Boğazı ve çevresindeki vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlamasının ve Boğaz’ın tarihsel ve kültürel dokusunu korumasının yanı sıra İstanbul Boğazı’nın trafik yükünü hafifletecek, Boğaz giriş ve çıkışlarında 2 ve daha fazla günü bulabilen beklemeleri azaltacak. Kanal İstanbul ile ülkemiz, uluslararası ulaştırma ve lojistik koridorlarından daha fazla pay alacak ve küresel ticarette daha etkin rol oynayacak. Ayrıca, Kapıkule-Halkalı Hızlı Tren Projemizin; Kanal İstanbul’un altından geçecek şekilde projelendirdiğimiz Halkalı-Ispartakule kesiminin yapımına da başladık. Dünyada ve ülkemizde yaşanan teknolojik ve ekonomik gelişmeler, değişen iktisadi yönelimler ve ülkemizin ulaştırma altyapıları konusundaki artan ihtiyaçları doğrultusunda ortaya çıkan bu stratejik hamlemiz, ülkemizi küresel bir lojistik üs konumuna getirerek, hem bölgesinde hem de dünya ticaret ve ulaşım yollarında söz sahibi yapacak.”
Türkiye’nin ticaret hacmini geliştirmek için uluslararası sularda seyreden gemilerin tutulma sayılarının düşmeye devam ettiğini aktaran Karaismailoğlu, Beyaz Liste’de bulunan Türkiye’nin, 39 ülke arasında 9 basamak yükselerek 16. sıraya yerleştiğini vurguladı.
Karaismailoğlu, hurdaya ayrılan Türk bayraklı gemilerin yerine yeni gemi inşa edilmesini teşvik ettiklerini ve koster filosunu yenilediklerini belirterek, şunları kaydetti:
“20 yaş üstü gemilerimiz için hurda teşviki veriyoruz. Tersanelerimizde teknolojik gelişmelere uyumlu, güvenli ve çevreye duyarlı gemiler inşa ediyoruz. İstanbul ve Çanakkale boğazlarında kurulu olan Gemi Trafik Hizmetleri Sistemi’nin radar kapsama alanını Marmara Denizi’ni kapsayacak şekilde genişletiyoruz. Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri ve bölgesel hassasiyetleri göz önüne alarak KKTC ile gemi izleme ve yönetim alanını genişletiyoruz.”