Twitter’ın yeni sahibi Elon Musk, kendisinden evvelki devrin faaliyetlerine yer verdiği “Twitter Dosyaları” isimli evrakların dokuzuncusunu hür gazeteci Matt Taibbi aracılığıyla paylaştı.
Taibbi, Twitter hesabından, Twitter’ın FBI, Dışişleri Bakanlığı, CIA ve Pentagon dahil çeşitli devlet kurumlarıyla işbirliği içinde nezaret ve sansür uyguladığını paylaştı.
AA’nın aktardığına göre FBI’ın, Twitter üzerinden başka devlet kurumlarını kapsayan geniş bir toplumsal medya nezareti ve sansür uygulamasına aracılık ettiğini öne süren Taibbi, kelam konusu uygulamanın FBI’ın siber tehditlerle ilgilenen ünitesi Yabancı Tesir Vazife Gücünün (FITF) yanı sıra lokal polisler, medya ve farklı devlet kurumlarını da içerdiğini belirtti.
ESKİ YÖNETİCİLERDEN BİRİ CIA CASUSU ÇIKTI
Taibbi, Twitter’ın çok sayıda devlet kurumuyla ağır bir bağlantı ağı olduğunu kaydederek, 29 Haziran 2020 tarihinde FBI’ın San Francisco’daki casuslarından Elvis Chan’ın bir Twitter yetkilisine, “‘Diğer devlet kurumunu’ bir konferanstan haberdar edip, davet etmesine müsaade var mı?” diye sorduğu elektronik postayı yayımladı.
Chan’ın “diğer devlet kurumundan” kastının CIA olduğunu söz eden Taibbi, mesaj sayesinde eski Twitter yöneticilerinden birinin eski CIA casusu olduğunun anlaşıldığını yazdı.
Twitter üst yetkililerinin kendi ortalarında eski bir CIA casusunun bulunduğundan haberdar olup olmadıklarını sorguladıkları mailleri de ifşa eden Matt Taibbi, şirketin eski hukuk danışmanlarından Stacia Cardille’ın kelam konusu casustan haberdar olduğu ve “Bu husustaki sessizliğimin anlaşıldığını umuyorum” tabirine yer verdiği e-postayı paylaştı.
ABD HÜKÜMETİNDEN TWİTTER’A MÜDAHALE
Öte yandan ABD hükümetinin sadece Twitter ile değil, neredeyse tüm büyük teknoloji şirketleri ile daima temas halinde olduğunu tez eden Taibbi, Facebook, Microsoft, Verizon, Reddit, Pinterest üzere şirketlerin de bunlar ortasında yer aldığını savundu.
Taibbi, Twitter yetkilileriyle FBI ve CIA ortasında sistemli olarak görüşmeler yapıldığını gösteren mailleri yayımlayarak, bilhassa FITF ile ayarlanan birçok toplantının “dış meselelerle” ilgili olduğunu belirtti. Fakat öbür taraftan Taibbi, resmi yetki alanı “yabancı tesir, dış ilişkiler” olmasına karşın FBI’ın San Francisco ofisinin eyalet hükümetlerinden lokal polis ağlarına kadar kontrol sistemini genişlettiğini kaydederek, ilgili maillerin ekran manzarasını paylaştı.
Bu kapsamda Twitter yetkilileriyle görüşmelerin de tek taraflı bir bağlantı ağı uygulaması üzerinden gerçekleştirildiğine dikkati çeken Taibbi, bilhassa 2020’deki seçimlerin arifesinde FITF’in Twitter’a bu ağdan çok sayıda talep ilettiğini ve Twitter’daki “sorunlu hesapların” listesini gönderdiğini kaydetti.
Taibbi’nin paylaşımlarına nazaran FTIF üzerinden Twitter’a o kadar çok talep geliyordu ki, Twitter çalışanları bu talepleri öncelik sırasına koyan bir sistem dahi geliştirmek zorunda kaldı.
FBI’ın Twitter kurallarını ihlal ettiği argüman edilen içeriklerin araştırılması için bir vazifeli dahi atadığını açıklayan Taibbi, buna eski bir FBI avukatı olan Jim Baker’ın bile şaşırdığını söylediği maili paylaştı.
‘YABANCI MÜDAHALESİ’ BASKISI
Taibbi ayrıyeten ABD hükümetinin Twitter yetkililerine seçimlerde bu platforma “yabancı müdahalesinin” olduğuna yönelik açıklama yapmaları için baskı yaptığını argüman etti. Bu kapsamda Taibbi, bir Twitter çalışanının hükümetin incelenmesini istediği kimi hesapların “Rusya ile rastgele bir temasının bulunmadığını” söylediği e-postaya dikkati çekti.
Bu kapsamda Venezuela’da Nicolas Maduro idaresine yakın olduğu argüman edilen bir hesabın da Rusya ile bir teması olup olmadığına yönelik tartışmaların yer aldığı e-postaları ifşa eden Taibbi, Twitter çalışanlarının hükümet yetkililerinin baskısına rağmen kelam konusu “yabancı etkisi” konusunda ellerinde pek bir delil olmadığını söylediği mailleri yayımladı.
Hükümet ortaklarının bu kontrolleriyle Twitter’ın “özgürlük penceresini kapattığı” görüşünü tabir eden Taibbi, istihbarat kurumlarının “Maduro yanlısı”, “Küba yanlısı”, “Rusya yanlısı” halinde binin üzerinde Twitter kullanıcısını içeren listeleri şirketle paylaştığını belirtti.
Taibbi, ayrıyeten istihbarattan gelen bu bildirimlere karşı Twitter’ın her vakit olmasa da “bazen” ilgili hesapları kapattığına dikkati çekti.
COVİD-19 AYRINTISI
Musk, yaklaşık 3 haftadır “Twitter Dosyaları” ismiyle sürdürdüğü ifşaatların onuncusunu ise Free Press haber sitesi muhabiri David Zweig aracılığıyla yaptı.
Trump idaresinin salgının başlangıcında halkı paniğe sevk edecek içerikler konusunda kaygılar taşıdığını ve şirkete bu hususta baskı yaptığını tabir eden Zweig, Lider Joe Biden idaresinin ise Amerikan halkına Covid-19 salgını için verdiği iletinin, “Covid-19’dan çok korkun ve inançta olmak için bizim dediğimizi yapın” formunda olduğunu ve Twitter’a bu tarafta baskı yaptığını belirtti.
David Zweig, Biden idaresinin Twitter ile yaptığı birinci toplantının konusunun Covid-19 olduğunu ve toplantının ana gündeminin aşı zıddı hesaplara müdahale olduğunu kaydetti.
Eski New York Times muhabiri ve aşı tersliği ile bilinen Twitter fenomeni Alex Berenson’ın hesabının askıya alınmasının da bu süreçte olduğunu belirten Zweig, Biden’ın toplumsal medyadaki Covid-19 salgınına ait içeriklerin insanları öldürdüğü sözünün akabinde Berenson’un hesabının askıya alındığını yazdı.
Biden idaresinin Twitter’dan Berenson’ı hesabını askıya almasını talep ettiği ortaya çıkan yazışmalarda, Twitter’ın ABD Kamu Siyaseti Yöneticisi Lauren Culbertson tarafından Aralık 2022’de Beyaz Saray’la yapılan toplantıların özetine ait çalışanlara yolladığı e-posta da yer aldı.
Culbertson’un, elektronik postada Biden grubunun Twitter’ın birçok hesabı askıya almaması konusunda ‘çok kızdığını’, Twitter’ın daha fazla uğraş göstermesini istediklerini yazdığı görüldü.
Diğer taraftan, Zweig, Twitter’ın, sırf Berenson üzere gazetecilerin görüşlerini değil, tıpkı vakitte hükümetin resmi görüşleriyle çelişen bakış açılarını söz eden ve hatta akredite akademik mecmualardan elde edilen bulgulara atıfta bulunan birçok tıp ve halk sıhhati uzmanının da amaç alındığını vurguladı.
Twitter’ın resmi telaffuzla çelişen birçok tabip ve uzmanın görüşlerine de platformda çeşitli müdahalelerde bulunduğunu tabir eden Zweig, Harvard Tıp Fakültesi’nde Epidemiyolog Dr. Martin Kulldorff’un, “Herkesin aşı olmasını istemek de kimsenin aşı olmasına gerek yok demek kadar yanlışlı bir görüş” paylaşımının Twitter’da tartışıldığını kaydetti.
Zweig, Kulldorff’un paylaşımına müdahale edileceğini zira bunun şirketin Covid-19 siyasetine karşıt olduğunu anlatan yazışmayı da paylaştı.
Bu yazışmadan sonra Kulldorff’un paylaşımının altına, ‘Yanıltıcı’ etiketinin eklendiğini belirten Zweig, iç yazışmalarda buna misal çok sayıda müdahaleye denk geldiğini kaydetti.
TRUMP’IN VİRÜSTEN KURTULDUKTAN SONRA YAPTIĞI PAYLAŞIM
Zweig, Covid-19 testi olumlu çıkan Trump’ın, Walter Reed askeri hastanesindeki tedavisinin akabinde taburcu olduktan sonra, “Gayet düzgünüm. Covid’den korkmayın ve hayatınızı domine etmesine müsaade etmeyin” formundaki paylaşımının da şirket içinde tartışıldığını yazdı.
Twitter yetkililerinden birinin “Covid’den korkmayın” tabirlerinin şirketin siyasetini ihlal edip etmediğini sorduğu ve bunun bir dezenformasyon olmadığı, yalnızca bir temenni olduğu formunda cevap aldığı da Zweig’in paylaşımları ortasında yer aldı.
‘TWİTTER DOSYALARI’
Elon Musk üç haftadır, Twitter’in eski idaresinin kurum içi yazışmalarını bir küme gazeteciyle paylaşarak ifşa ediyor.
Twitter’in yeni yöneticisi ve bağımsız gazetecilerin “Twitter Dosyaları” olarak isimlendirilen bu tweet dizileri, Twitter’ın eski idaresinin, siyasi görüşleri nedeniyle içeriklere taraflı olarak müdahale ettiğini ortaya koyuyor.
Şimdiye kadar yapılan ifşaatlarda ABD Lideri Joe Biden’ın grubunun talebi üzerine seçim sürecinde ortaya çıkan Biden’ın oğlu Hunter Biden’a ilişkin sızıntıların sansürlenmesi, Trump’ın hesabının askıya alınması üzere hususların yanı sıra Twitter’ın eski idaresinin ABD ordusunun Orta Doğu’daki manipülasyonlarına alet olduğu da ortaya çıkmıştı. (HABER MERKEZİ)