Eski AK Parti Mardin Milletvekili ve MKYK Üyesi Orhan Miroğlu 24 TV’de Esra Elönü’nün sorularını yanıtladı.
İzleyenleri yer yer duygulandıran programda Miroğlu, 12 Eylül 1980 Darbesi sonrası Diyarbakır Cezaevi’nde yaşadığı bir anıyı anlattı.
Diyarbakır Cezaevi’nde yaşadığı zorluklardan bahseden Miroğlu, ailelerle bile görüşmenin çok zor olduğundan bahsetti.
‘Annemin Kürtçe ve Arapça konuşması engellendi’
Annesinin Kürtçe ve Arapça dışında başka bir dil bilmediği için kendisiyle konuşmasının engellendiğini söyleyen Miroğlu, yasak kararının aslında yalnızca Kürtçe için geçerli olduğunu belirtti.
“Kadın yığıldı kaldı görüş kabini içerisinde, tanıyamadı oğlunu”
Miroğlu daha sonra, ailesiyle yaptığı görüşmede annesinin kendisini tanıyamadığını söyleyerek, “Babama sordu dedi ki, beni tanımakta güçlük çekti ‘Bu Orhan mıdır?’ Dedi. Kadın yığıldı kaldı görüş kabini içerisinde, tanıyamadı oğlunu yani.” dedi.
Öte yandan Miroğlu’nun anısını anlatırken duygulandığı ve derin iç çektiği anlar da dikkatlerden kaçmadı.
“Yasak Kürtçe’ye yönelikti ama o anda bir aile gelmiş Arapça konuşuyor”
Miroğlu’nun Diyarbakır Cezaevi’ndeki anısına ilişkin sözleri şöyle:
“Onu da hep merak etmişimdir. Acaba ne yaptı, ne etti. İsterdim tabii, diğer öğretmen arkadaşlarımın da gelmesini isterdim. Ama o dönem tabii ki mümkün değildi, annenizle babanızla bile 1 dakika ya görüşür ya görüşmezdiniz. Annem açık görüşe geçildiği zamanda geldi, Kürtçe ve Arapça bilirdi ama Türkçe bilmiyordu. Kürtçe konuştu benimle, gardiyanlar yasak dediler. Annem durdu tabii, sonra Arapça konuşmaya başladı benimle. Babama sordu dedi ki, beni tanımakta güçlük çekti ‘Bu Orhan mıdır?’ Dedi. Kadın yığıldı kaldı görüş kabini içerisinde, tanıyamadı oğlunu yani. Sonra gardiyanlar ne konuşuyorsunuz diye çıkıştı, babam da evladım Arapça konuşuyoruz bu da mı yasak dedi. Arapça konusunda gardiyanlar belli ki bir yasak emri almamışlardı. Yasak Kürtçe’ye yönelikti ama o anda bir aile gelmiş Arapça konuşuyor. O anda karar vermesi lazım gardiyanın düşündü düşündü evet o da yasak dedi. Görüş bitti zaten, öyle işte.”
